Ali Eyüboğlu Michael Kuyucu’ya Özel Açıklamalarda Bulundu

Magazin ve medya dünyasının tecrübeli gazetecilerinden Milliyet Gazetesi yazarı Ali Eyüboğlu, Michael Kuyucu’nun programına konuk oldu. Ali Eyüboğlu, Michael Kuyucu’ya müzikten televizyona farklı sektörlerle ilgili düşünce ve yorumlarını aktardı. Müzik yorumcularının K.K.T.C.’de eksik vergi beyanında bulunduğunu iddia eden Ali Eyuboğlu, meslek birliklerinin yine K.K.T.C.’de telif ödemediğini söyledi. Kötü dizilerin kötü senaryolar yüzünden ortaya çıktığını söyleyen Ali Eyüboğlu, Michael Kuyucu’ya Türkiye’de senaryo mühendisliğinin olması gerektiğine vurgu yaptı.

Sanatçılar Kıbrıs’ta Vergi Kaçırıyor !

Ali Eyüboğlu özellikle K.K.T.C’de sahne alan sanatçıların vergi beyanlarını tam yapmadıklarının altını çizdi ve Michael Kuyucu’ya: “Kıbrıs’ta sahne alan Türk sanatçılardan, bir sene önce yıllık kazancı 60-70-100 bin lira olarak görünenler, bir sene sonra 1 buçuk 2 milyon lira beyanda bulundu. Biz defalarca yazdık! Niye? Çünkü, Kıbrıs’ta vergi kaçırılıyor, Kıbrıs’ta gerçekler beyan edilmiyor. Bugün bile o listede hala Ömür Gedik’in altında kalan şarkıcılar var. Ömür Gedik şarkıcı değil, Ömür Gedik şarkıcılığı hobi için yapıyor. Ya da ne bileyim gazeteciliği hobi için yapıyor. Kıbrıs’ta yeterince sağlıklı bir denetim olmadığını söylemeliyim. Hepsinden öte, Kıbrıs’ta Türk şarkıcılar 2017’de 7 milyon lira vergi ödediler. KKTC’deki gazinolardan, restoranlardan, müzikhollerden Türkiye’deki söz yazarı ve bestecilere bir kuruş telif vermediler. Kıbrıs ile meslek birliklerinin anlaşması yok, imzalamadılar; ama bugün orada sahneye çıkanlar kimler? Bugün meslek birliklerini yöneten arkadaşlar; Ferhat Göçer, Candan Erçetin, Funda Arar, aklına gelebilecek bütün starlar. Şunu demeleri gerekiyor, “Biz buraya  vergi veriyoruz, siz niye telif ödemiyorsunuz? Eserlerinin okuduğum söz yazar ve bestecilerin de bu paradan pay almasını istiyorum!” Ben yıllarca yazdım, Antalya’da bayramlarda, yılbaşlarında ve yazın o lüks otellerde program yapan şarkıcılar, söz yazar ve bestecilerin hakkını yiyorsunuz! Oteller, meslek birlikleriyle telif anlaşması yapmıyordu. Onları masaya oturtmanın tek yolu, şarkıcı diyecek ki, “Sizin lisans sözleşmeniz yoksa ben gelmiyorum.” Bir iki tane delikanlı olacak, hizaya getirecek. Yazdık yazdık sonunda masaya oturdular.” Diyerek otel ve mekanlarda sahne alan sanatçıların telif ve vergi konularında dikkatsiz olduğunu söyledi.

MSG’ye de Kayyum Atanır Yakında

Michael Kuyucu’nun meslek birliklerinde yaşanan kavgalar hakkında ne düşünüyorsunuz sorusu üzerine Ali Eyüboğlu: “MESAM’a kayyum atandı. MSG’ye de atanır yakında. Bu kayyumlar haklı. Bu meslek birlikleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı. Özel kuruluşlar değil bunlar. Nasıl ki dernekler, İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası’na bağlı, siyasi partiler de aynı şekilde. Kuralları var bunların, o kurallara göre yönetmediğiniz zaman, şeffaf olmadığınız zaman bu durum yaşanabilir. Üstelik bir de bu meslek örgütleri dünyadaki muadillerinin de Türkiye temsilcileri. Yurtdışındaki yabancı şarkıcı sanatçıların teliflerini de bunlar topluyorlar, gönderiyorlar. Mesela Madonna’nın, Shakira’nın. Bu meslek örgütleri Almanya’dan bir kuruş alamıyor. Almanya en çok Türk müziğinin çalındığı yerdir. Bir sürü işletme var; ama Almanlar kendilerine demokrat oldukları için kendilerinin haklarını savunuyorlar. Bu hakları diğer diye ayırıyorlar üye olmayanlara. O diğerleri sonra tekrar dönüp kendilerinin içerisinde puanları ölçüsünde dağıtıyorlar. Hakkımızı yiyorlar. Söz yazarı ve bestecilerin hakkını yiyorlar. Ben MESAM’ı yönetiyor olsam GEMA’ya derim ki, “Sizin hakkınız bizde bloke. Biz ödemiyoruz kusura bakmayın, siz ne zaman verirseniz biz de size ödeyeceğiz.” Bu ülkeler arasında kurallar aynıdır. Sen bana ne uygularsan ben de sana onu uygularım. Böyle yürüyor, kurallar aynıdır. Ama ne oluyor? Bu koltuklara oturanları değiştiriyor bu koltuk. Ne varsa bu koltukta? Kalkmıyoruz ondan, seviyoruz; ama koltuğun da hakkını vermiyoruz.” Dedi.

Türkiye’de Senaryo Mühendisliği Yok!

Ali Eyüboğlu,Türkiye’de dizi sektörünün alt yapısız gittiğini söylerken bunun nedenini yetersiz senaryolara bağladı. Eyüboğlu: “Dünyada senaryo mühendisliği diye bir şey var. Şöyle bir örnekle anlatayım bunu, 3 – 4 sene önce Los Angeles’a gittiğimde Hollywood’da ünlü bir film şirketinde film analisti olarak çalışan bir Türk’le tanıştım. Dedim ki, yaptığınız iş nedir? Dedi ki, “Senaryo bize gelir, biz o senaryonun (film olması halinde) 5-10 ve 20 yılda nasıl bütçe yapacağını hesaplarız.” Şimdi bunu yaparken elinde doneleri var. O donelere göre hareket ediyor. Şimdi X filmi çıktı piyasaya; o film sinemalarda, şu ülkede, bu ülkede bu kadar iş yaptı. Uçaklarda şu kadar seyredildi. O veriler de çok önemli. Bunlara bakıyor, bir de promosyon üretebildi mi? Yani oyuncak, şapka, hediye, kupa. Yani ürün satışı yapabildi mi? Bunu yüzde 51 olması halinde çekiyorlar bunu. Yüzde 51’i bulmuyorsa şansı çekmiyorlar. Biz şimdi çektiğimiz projelerin yarın nasıl kullanılacağını hangi kitleye, dünyanın hangi coğrafyasına hitap edeceğini hesaplamıyoruz. Senaryo mühendisliğinin asıl özeti şudur. Siz, bir senaryoda yazarsınız, dersiniz ki; “Fatih, gemileri karadan yürütüp Haliç’e indirir.” Yapımcının o sahneyi çekebilmesi için 2 milyon lira harcaması gerekir; ama bir hoca çıkar üniversitede ya da lisede tahtaya çizer oraya bir şey, “Böyle yürüttü, böyle gezdirdi.” der. Sıfır maliyettir. Senaryoyu nasıl yazdığın, anlatma dilin de önemlidir. Hayal ettirmek de var işin içinde, illa göstererek değil hayal ettirerek de yapabilirsiniz onu. O anlamda bizdeki senaristleri de çok fazla özgür bırakmıyor sektör.” Dedi.

Programı İzlemek İçin: