AREV Kolejleri ve AREV Vakfı Başkanı Vehbi Orakçı Michael Kuyucu’nun Konuğu Oldu

AREV Kolejleri ve AREV Vakfı Başkanı Vehbi Orakçı Akademik Bakış Programında Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. Orakçı,  Michael Kuyucu’ya pandemi döneminde orta ve lise eğitimi veren okulların kapanmasının öğrencilere ve sektöre olan etkisinin yanı sıra AREV Kolejlerinin pandemi döneminde yürüttüğü başarılı kriz yönetimini anlattı. Vehbi Orakçı,  okulların 6 Eylül 2021 tarihinde açılmasının doğru bir karar olduğunu söylerken pandemi döneminde bine yakın okulun kapanmak zorunda kaldığını söyledi.

Pandemi Döneminde Hiçbir Şeyin Bir Anlamı Kalmadı

Pandemi neyi gösterdi bize? Zenginliğin makamın gücün sportif başarının işte her neyse başarının bir anlamı kalmadı. Bakan Başbakanlarla sıradan insanlar aynı korkuyla aynı kaygı ile eve kapandılar. İlkel çağdan kalma bir bakış açısıyla korkuyla endişeli insanlar birbirinden uzaklarda yaşadılar. Ardından bir aşı süreci başladı. Bu süreçte insanlık büyük bir trajik sınavla karşı karşıya kaldı ama sonrasında  yine bilimin teknolojinin ışığında aşı bulundu.

Uzaktan Eğitime İlk AREV Vakfı Olarak Biz Başladık

Biz Arev vakfı olarak bu sürecin daha başladığı ilk gün, zaten hazırlığımız vardı ve “sanki deprem oldu, sanki bina yıkıldı, sanki biz fiziksel bir maliyetle karşı karşıyayız” düşüncesiyle ilk gün hemen ekibimizi motive ettik Kanal D,  CNNTÜRK ile bir çok kanal ile röportajlar yaptık.  “Biz pazartesi günü tüm dersleri gün boyunca aynı müfredatı görüntülü sistem oluşturup eğitimimizi vereceğiz” dedik ve o gün yani okulların kapandığı günün ertesi günü gündemimizi Türkiye gündemine taşıdık ve velilerimiz çok memnun oldular gerçekten de pazartesi günü tüm derslerde öğretmenlerimiz hızlı bir operasyonla çalışmaya başladı.  Biliyorsunuz kurumlar eğer patron ve yönetim kurulu şahsında dinamik ve aerodinamik bir bakış açısıyla şartlara uyum sağlama esnekliğini sahipse, operasyon gücüne sahipse hemen ekibin satın almasını teknolojik aksesuarlarını kurup buna başlanabilir. Biz hemen başlattık. Ardından diğer özel okullar başlattı. Sonra EBA ile devlet okulları da başladılar. Ama biz ilk adım attığımız için velilerimiz Öğrencilerimiz sanki okul açıkmış gibi bir hevesle derse devam ettiler. Bunun biz faydasını gördük.

AREV Okulları Pandemiden Yara Almadan Çıkmayı Başardı

Türkiye’de pandemi döneminde yanılmıyorsam 1000 civarında okul kapandı ama AREV Okulları iki kampüste bırakın Allah korusun öğrenci azalmasını %100’e yakın bir artışla öğrenci almamaya başladı. Artık kontenjanlarımız doldu. Bunun keyfini yaşıyoruz. Yani disiplinli eğitim, iyi eğitim, uzaktan eğitim gerekirse öğrencilerimize birebir eğitim de verdik koronavirüsten korunmak için. Tek tek öğrencilerimizi evden aldık ve onlara bazı gün ve bazı derslerle ilgili okulun o fiziksel havasını unutmamak adına da ders verdik. Tabi çoğunlukla uzaktan eğitimle ders verdik. Velilerimiz çocuklarımızın memnun kaldılar.  AREV okullarımız bu süreçte yara almadan hatta öğrencisinin de sayısı %100’e yakın arttırarak çıkmak üzere bir gücü elde etti.

İnsanlık Paylaşmanın Önemini Anlayacak Diye Umuyorum

Ama tabii ki bu bizim bakış açımız. Ama maalesef çocuklarımız sportif, fiziksel, kas kaybı, zihinsel kayıp, evde hantal bir yaşam formuna mecbur kaldıkları için az asosyalleşmek gibi bir tramvayla karşı karşıya kaldı. Bu neslimizin tramvayı atlatması için Milli Eğitim  Bakanlığımıza raporlar sunduk Milli Eğitim Bakanlığımızla görüştük. Umut ediyorum ki insanlık ekonomik, sosyal, fiziksel, psikolojik ve eğitimsel açıdan yaşamış olduğu buhrandan kısa zamanda kurtulur. Ama nasıl kurtulsun? Bu insanlığın ilkel anlayıştan uzaklaşan, güçlünün güçlü, ezici bir ruh haline halinden kurtulması ve biraz da bilgisini imkanlarını kaynaklarını paylaşması konusunda da bir cömert ruh halini bilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ben kendi adıma mesajımı verdiğimi düşünüyorum. İnanıyorum ki yetkin insanlar valiler başkanlar zenginler eğitim kurumlarının sahipleri iş adamları yani muktedirler güçlerini paylaşmanın erdemini ve bir anlamda toplumsal gelişmeyi sağlayacak katkıya inanarak bir değişim dönüşüm aşamasına gireceğiz.

Pandemi Döneminde BİN Okul Kapandı!

Pandemi döneminde 1000 civarında okul kapandı. Maalesef. Eğitim ya da farklı sektörler birbirini zincirle bağlıdır. Birbirini tetikler. Pandemi sürecinde malum başlıca gıda sektörü olmak üzere yeme içme sektörü olmak üzere bir çok sektör kapandı, kapalı kaldı. Bunlar da müşterileri ile kendileri ile yani etkilenenler tabi ki insanlar. Doğal olarak eğitimin külfetine katlanmak yerine nasıl olsa uzaktan eğitim var yüz yüze eğitim yok diyerek çocuklarını özel okullardan alıp devlete verdiler. Eğer özel okulların da ekonomik ve moral direnci bu krizi atlatacak kadar bir sağlamlığa sahip değilse bunlar tabii ki yoruldular nefesleri kesildi. Ben çok üzüldüm bir çok okul kapandı. Biz bu süreçten de olabildiğince centilmence davranarak hiçbir kurumun bu düştüğü sıkıntılı durumdan faydalanmayı tercih etmedik. Olabildiğince onlara moral verip güç verip ayakta kalmaları için destek vermeye çalıştık. Bana çok teklif geldi, “şu okul kapandı bedavaya, şu paraya gel al” diye. Ben “yok” dedim. Ben yapamam çünkü bu benim vicdanıma ters geliyor. İmkanım olduğu ölçüde ona moral veririm, güç veririm yardımcı olurum. Yine de kapatacaksa ben almış olmayayım başkası alsın çünkü bizim inancımıza göre aağlayanın malı gülene yar olmaz.

Pandemiden Önce Türkiye’de Özel Okulların Payı Yüzde 7’ye Çıkmıştı

Kurumlarımız özellikle yüz yüze eğitim kurumları son 5-10 yıldır çok hızlı büyümüştü. Her ne kadar Avrupa’da Amerika’da özel eğitimin payı %35 ler civarında olsa da, Türkiye’de bu son 5-6 yıla kadar %3 seviyesindeydi. Son birkaç yılda ki özel okulların artmasıyla %7’ye çıkmıştı. Devlet milli eğitim bakanlığı özel eğitim kurumlarını çocuklarını veren velilerine teşvik desteği veriyordu. Bu teşvik kesilince, ardından Pandemi de gelince ve velilerin bir kısmı çocuklarını özel okuldan alınca böyle bir travma yaşandı. Böyle bir trajik olay yaşandı. Şu anda sağlam kalanlar daha fazla bir bağışıklık kazandı kriz yönetimi tecrübesine sahip oldu. İnşallah bundan sonra benzer bir süreç yaşanmaz çünkü bir kurumun batması kapatılması demek öğrenci öğretmen veli servis kantin ve oradaki oluşan hafızaların yok olması gibi bir trajik bir travmaya neden oluyor. Dilerim ve umarım ki bundan sonra bu yaşanmasın ve kurumlarımız daha dikkatli olsun. Devletimiz bunlara daha fazla sahip çıksın ve sıkıntılı süreç tekrar edilmesin.

Pandemi Döneminde Dünyada Okulları En Çok Kapalı Tutan 2. Ülke Olduk

Şunu söylemek isterim. Tabii ki kendi alanım dışında olan sağlıkla ilgili haddimi aşmak istemem. Ama gözlemlediğim kadarıyla, dinlediğim kadarıyla, dünyada hem batı dünyası hem doğu dünyası dediğimiz zaman 210 aşkın ülke içerisinde okulların en çok kapatan ülke sıralamasında biz ikinci sıradayız. Yanılmıyorsam ilki Mozambik olması gerek. Afrika’dan ilk sırada biz ikinci sırada bir ülkeyiz. Demek ki bir yerde bir hata var. Nedir bu hata? Çocukların Covidden etkilenme riski ve oranı yetişkinlere göre orta yaş grubuna göre çok çok çok daha az. Çünkü malum takip ediyoruz ben de Covide yakalandım, evde dinlenerek geçirdim. Hiçbir şey hissetmedim, çünkü belki bağışıklığım sağlamdı, belki kendimi korumuştum bilmiyorum…. Ancak öğrenciler yani genç yaş grubu bu hastalıktan az etkilenen bir grup. O yüzden okullarımız tedbirleri almak şartıyla maske- mesafe-hijyen sınıf ölçülerini azaltma veya eğer devlet okulları azaltamıyorsa ikili eğitime geçerek azaltmak suretiyle okullarımızı açmak zorundaydık.

Okulların 6 Eylül’de Açılması Doğru Bir Karardı

Okulların kapalı kalması asla fayda sağlamaz tam tersine evdeki moral durumunu çocukların ifade ettiğimiz gelişim çağındaki bu değerli zamanını öldürme gibi bir sonuçla bizi karşı karşıya bırakır. Okullar 6 Eylül günü açıldı. Ben doğru buluyorum bu kararı. İnşallah kapanmak zorunda kalmaz. Vaka sayısı artsa dahi, tahlil edilirse vaka sayısının yoğun bakıma kaldırılanların sayısının incelenmesi durumunda 3 ile 20 yaş grubundaki öğrencilerin kaybının çok çok az olduğunu görebiliriz. Ama kurumların ailelerin daha dikkatli olması ve 15 yaş üstünün aşısını yaptırması gerekiyor. Üçüncü doz aşı Sinovac veya BioNTech yaptırmak suretiyle tedbiri artırmamız lazım, önemi artırmamız lazım ama “ okulları kapatmak gibi” bir vaziyete kapılmamamız lazım. Ben okulların açılması kararını doğru buluyorum ve doğru karara da saygı duyulması gerekiyor diye düşünüyorum aksi halde bu nesil gerçekten kaybolur. Mental açıdan psikolojik açıdan fiziksel açıdan hareketsizlik ve sosyal medya gibi bunlara bağımlılıktan dolayı zihinlerinin bulandığını düşünüyorum.

Programı Dinlemek İçin Tıklayın: