ÖDTÜ Protokol ve İletişim Koordinatörü, öğretim görevlisi, yazar Dr. Nazif Kutay Erden Akademik Bakış Programında Doç.Dr. Michael Kuyucu’nun konuğu oldu. Dr. Nazif Kutay Erden Akademik Bakış’a “Lambadaki Cin: Sosyal Medya” adlı kitabını ve sosyal medya hakkındaki düşünce ve araştırmalarını anlattı. Dr. Nazif Kutay Erden’in Michael Kuyucu’ya yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:
Sosyal Medya Artık Çok Büyük Bir Güç
Hepimizin hayatında aslında sosyal medyanın önemli bir yeri var. Gün geçtikçe sosyal medya hesaplarının sayısı artıyor. Hatta bir kişinin birden çok sosyal medya hesabı olmaya başladı. ‘Ben’ dedim ‘acaba biz bu kavrama nasıl yaklaşabiliriz’. Uzun zamandır iletişim alanında çalışıyorum ve bu nedenle de biraz sosyal medyayı ve buradaki ilişkileri de inceledik. Sosyal medya artık o kadar büyük bir güç ki bunu nasıl insanlara daha keyifli anlatabiliriz diye bir proje yaptık ve “Lambadaki Cin Sosyal Medya” kitabı çıktı ortaya çıktı.
Sosyal Medya Alaaddin’in Sihirli Lambası Gibi
Kitabın biraz değişik bir ismi var. Hani bu lambadaki cini Alaaddin’in lambası gibi. Elinize aldıktan sonra 3 dilek hakkınız var malum ne isterseniz? Artık sosyal medya da bizim için o kadar değişik ki ne istediğinize göre o mecrayı kullanımınız değişiyor. Ün mü istiyorsunuz, para mı, akademik kariyer mi ne istiyorsanız neye göre oynayacaksınız var. Buradan yola çıkarak da lambadaki cin sosyal medya ismini bulduk.
“Lambadaki Cin” Kitabında Sosyal Medyanın Her Haline Değindim
Hepimizin ya da birçok insanın sosyal medyayı kullandığını düşündüğümüzde bu mecraların aslında her zaman olumlu dönüşü olmuyor. Dijital zorbalığa da maruz kalabiliyorsunuz yanlış iletiler yanlış görseller paylaşabiliyorsunuz ve aslında eğlenmek için ya da itibar oluşturmak için girdiğiniz bir hesap size bir tehlike olarak geri dönüyor. Yani siz aslında çok güzel bir şey yaptığınızı düşünüyorsunuz ama olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Biz bu kitapta bu kitabı okuyan herkese şunu söylemeye çalışıyoruz: Sosyal medyada nasıl eğlenebilirsiniz? Neler paylaşırken neleri paylaşmamalısınız ya da paylaşmamanızı öneririz. Mesela sosyal medyadan para kazanmanın yolu da bu kitabın içerisinde var. Dijital zorbalığa maruz kalmamanın yolları da var. Aslında yıllar içerisindeki tecrübelerimize hap bilgiler niteliğinde en güzel şekle getirerek okuyucularımızla buluşturmaya çalıştık. Keyifli bir dille de yaptığımızı düşünüyorum.
Her Video Para Kazandıracak Diye Bir Şey Yok
Youtube üzerinden ve Tik Yok üzerinden gerçekten çok iyi para kazananlar var ama bu sanıldığı kadar kolay da değil. Yani her sosyal medya hesabı açıp her çılgın videoyu çekip YouTube’dan para kazanacağım diye bekliyorsanız çok büyük bir yanılgı içerisindesiniz. Buraya bir dur demek lazım ve hatta çektiği videonun iyi bir sonuç yakalayacağını çok fazla insan tarafından izleneceğini düşünen arkadaşlarımız bazen o kadar farklı yöntemler uyguluyor ki canlarından olan insanlar oldu. Kayarken camdan yere düşenler oldu, arabasından inip dans ederken arabasının altında ezilenler oldu. Bu kitap yine bunlara da yer verdik. Hiçbir şey sizin canınızdan değerli değil. Kitabın sonunda da aslında böyle bir şey yazmıştım sosyal medya sos diye düşünün ana yemek sizin hayatınız siz o sosyal medya ile bu yemeği canlandırıyorsunuz yemeğinizi keyifli bir hale getiriyorsunuz.
Fake Takipçiler Kendilerini Çok Net Gösteriyor
Fake hesaplar sahte hesaplar hani klişe olacak ama bunu da yazdım. Çünkü şöyle bakın bir insan var bakıyorsunuz bu hesabın 40 bin takipçisi var. Tamam çok güzel sonra, bir görsel bir fotoğraf paylaşıyor hesap altında 150 tane beğeni var. 40 bin tane arkadaşınız fanınız dostunuz takipçiniz varsa 100-150 taneden çok daha fazla beğeni gelecektir. Bunu anlamak için mucit olmaya gerek yok aslında. Bu en basit örneği. Siz 10 fotoğraf koymuşsunuz 40 bin takipçiniz var 10 fotoğrafı 50-100 kişi beğenmiş. Burada durup bakmanız lazım.
Türkiye’de Facebook Hala Bir Numara Ama Tik Tok Yükselişte
2022 yılı itibariyle aslında Facebook her zaman için takipçi sayısı en yüksek platform bunu kesinlikle yadsıyamayız ama aktif kullanıcıya baktığımız zaman ülkemizde Instagram ve Tik Tok büyük bir hızla ilerliyor. Tik tok için bir şey söylemek istiyorum. Sonradan çıkıp büyük bir ivmeyle ilerleyen ve önümüzdeki süreçlerde belki konuştuğumuzda ya bu Tik Tok neymiş en çok üye olunan mecra bu oldu deme ihtimalimiz olan bir sosyal mecradır diye söylemek istiyorum. Tik Tok’a siz üye olup videolarınızı yükledikten sonra oradaki yetkililer sizin videolarınızı izleyip onaylıyor ya da onaylamıyor yani yayınlanabilir ya da yayınlanamaz diyor.
Tik Tok İyi Bir Kurumsallık Örneği Göstermiyor
Bu etapta çalışan birkaç kişinin Tik Tok’a açtığı mahkemeler var. Diyor ki Tik Tok, ‘bana senin üzerinden o kadar video geldi ki artık psikolojim bozuldu, normal videoları görmedim’ diyen çalışanları var. Bunu Instagram’da duymadık biz bu zamana kadar ya da diğer mecralarda duymadık. Tabii böyle bilgileri duyduğumuz zaman bizler de biraz kuşkuyla bakar olduk mecralara. Ama şöyle bir kıyas yapabilirim Türkiye’yi baz alalım bugün birçok üst düzey kurumun Instagram’ı var Twitter’ı var Facebook’u var ama Tik Tok’u yok. Belki de kurumlar buna girerse kendilerini çok daha iyi hissetmeyecekler. Böyle de olabilir. Yani bugün için Tik Tok bana şahsi olarak konuşuyorum, iyi bir kurumsallık örneği göstermedi ama ileri ki günlerde ne olacak kesinlikle merak ediyoruz.
Program PODCAST Kaydı: