On üçüncü albümü “Doldur Yüreğimi” 2020 yılının başında müzikseverlerle buluşturan Funda Arar, Michael Kuyucu’nun hazırlayıp sunduğu “Müzik Borsası” programında konuk oldu.
“Doldur Yüreğimi” albümünün dört şarkıdan oluştuğunu söyleyen başarılı sanatçı, “Nihat Odabaşı çekti fotoğraflarımı her zaman olduğu gibi. Fotoğrafları çekti sonra da Amerika’ya gitti zaten. Ondan sonra epeydir çalışıyoruz bunun üzerinde. Bu dört şarkı bizim elimizde de uzun zamandır var olan şarkılar. Böyle hemen yeniden oluşmadı yani bayağıdır demleniyordu. Daha da çok şarkı var ama bunların hepsini bir albüme koymak yazık günah. Zaten koyamayız mümkün değil. Bari o süreçte üç tane, dört tane sevdiğimiz güzel şarkıları yavaş yavaş yeni bir albüm habercisi gibi paylaşalım. İyi de oldu çok sevildi. Yani şarkıların dördü de çok güzel tepkiler alıyor, ayrı ayrı seviliyor. Çok mutluyum. ‘Doldur Yüreğimi’ ile çıkış yaptık.” ifadelerini kullandı.
Klibi İstanbul’da çektiğini hatırlatan Arar, “Murat Joker, çekti klibi. Stüdyo içerisinde İstanbul’un değişik yerlerini önceden kendileri çektiler. Video çektiler ve o videoyla işte ben arabadayken o çektikleri video atıyorum işte sanki orada gidiyormuşum gibi. Aslında sanal bir görüntüyü fark ediyorsun ama o sanallık içindeki samimiyet çok hoşuma gitti benim. Klip çok keyifli oldu, çok da güzel çalıştık. Klip beğeniliyor, seviliyor. İşte bakalım önümüzdeki günlerde artık evde, bahçede kendi kendimize ikinci klibi çekeriz.” dedi.
Koronanavirüs nedeniyle kendisinin de ailesi ile birlikte evde olduğunu vurgulayan Funda Arar, “Evlerimizdeyiz, malum çocuklarda artık evde. İşte online eğitimleri başladı. Onlarla ilgileniyoruz. Kitap okuyoruz bol bol, radyo dinliyoruz, müzik dinliyoruz ve de bol bol yemek yapıp yiyoruz.” diye konuştu.
Arabeske karşı ön yargı olduğu için bazı radyolarda çalınmadığını dile getiren Arar, “Allah aşkına yani bildiğin arabesk bütün bu rap olarak dinlenilen şarkılara baktığında, o melodiler falanlar filanlar o nedir? Sağlam arabesk şarkılar yani. Biz ülke olarak seviyoruz bu tarz müziği. Zaten ben bu albümü yaptığım zaman bunun böyle olacağını biliyordum. Yani bile bile lades diyorsunuz. Keza Türk Sanat Müziği albümümde de öyleydi. Biz kültürümüzü kaybediyoruz. Bakın bugün maalesef ki yaşlı vatandaşlarımıza yapılan sosyal medyada gördüğümüz çok çirkin şakalar, onlar çınar, onlar tarih, onlar bizim kültürümüz. Bizim kültürümüzde yaşlıya saygı vardı, yaşlıya hürmet vardı. Böyle küçük düşürücü böyle şakalar yapabilir miydik küçükler olarak büyüklerimize? Kültürümüz yok oluyor, yok olmaya da devam edeceğiz. Biz daha da yozlaşacağız böyle giderse, o yüzden kendi kültürümüze sahip çıkmamız lazım. Kendi kültürümüzde de ne var? Folklor. Folklorumuzun içinde deyince folklorumuzu insanlar sadece halk oyunları diye anlıyor. Ama bir yörenin folkloru demek oranın evet halk oyunu, oranın türküleri, oranın yemekleri, oranın gelenek görenekleri bizim bunlara sahip çıkmamız lazım. Ötelersek, ötelemeye de devam edersek çok kötü bir toplum olacağız bu gidişle.” değerlendirmesinde bulundu.