Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın Akademik Bakış’ta Michael Kuyucu’ya Korona Virüsü Anlattı

İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın,  Michael Kuyucu’nun hazırlayıp sunduğu “Akademik Bakış” programına konuk oldu.

Koronavirüsü ile ilgili değerlendirmede bulunan Fışgın, “Aslında koronavirüsü 1960 yılından beri bildiğimiz bir virüs. Yeni tanıdığımız kısmı insanlarda ağır hastalık oluşturanı. 1960’lı yıllardan beri insanlarda soğuk algınlığı, nezle değimiz hastalıklara neden oluyordu ve sadece burnu tutuyordu. Akciğere inip akciğerlerde zatürre yapmıyordu. 2002 yılında SARS’a neden olan koronavirüsü tanıdık. Uzak Doğu’da ortaya çıktı ve ateşle birlikte akciğerlerde enfeksiyon yapıyordu. Yaklaşık 8 bin hasta oldu ve 800 hasta hayatını kaybetti. Bir yıl içinde ise salgın bitti. 2012 yılında ise Suudi Arabistan’da MERS ortaya çıktı. Akciğere etkisi dışımda böbrek yetmezliğine de neden oluyordu. Hastalarda %35 oranında ölümle sonuçlandı. Halen o bölgede görülmeye başlandı. Şimdi ise yeni tip koronovirüsü ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bunu SARS Koronavirüsü – 2 diye adlandırdı ve Covid-19 diye de isim verdi.” dedi.

Koronavirüsün hayvanlarda bulununsan mikroorganizmalar olduğuna dikkat çeken Fışgın, “Bu virüs insanlara bir şekilde geçiyor. Aralık ortasında başlayıp aralık sonunda tanı kondu ve ocak ayında da tanımlandı. Yayılım hızına baktığımızda oldukça hızlı yayılıyor. İlk başlarda bir kişi dört kişiyi hasta edebiliyordu. SARS’da bu oran bir kişi iki kişiyi hasta edebilecek şekildeydi. Burada Çin’in bir başarısı var. DSÖ de Çin’e teşekkür etti. Milyonlarca insanı karantina altına almak kolay değil. Bu karantina alma işi dünyaya daha çok yayılma hızını engelledi. SARS’tan gelen bir deneyim de vardı. Virüs hemen tanımlandı, nasıl bulaştığı anlaşıldı, yayılım hızı saptandı ve gerekli önlemler alındı.” diye konuştu.

Çin’in koronavirüsün insanlarda nasıl göründüğüne dair açıkladığı raporda değinen Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, “Hastalarda, hastane ilk yattığında yüzde 50 olan ateş daha sonra yükselmeye başlandığı gözlemlendi. Öksürük yüzde 68 hastada görülüyor. İshal yüzde 3 görünmüş. Bu oran SARS’tan çok daha fazla idi. Böbrek yetmezliği yaşlı hastalarda görüldü. Dolaysıyla nefes darlığı, öksürük ve ateş önemli bulgular arasında.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Fışgın, koronavirüsten gibi birçok haftalıklardan korunma yöntemlerini için ise, “İyi tarafından bakarsak bu salgın bize el yıkama alışkanlığını artırdı. Her şey ellerimizden bulaşıyor. El en kritik noktada. Kolonyayı arada kullanılmalı. Yaz kış ev ve iş yerleri mutlaka havalandırılmalı. Şu an için Türkiye’de maske takacak bir durum yok. Ama psikolojik olarak rahat olacaklarsa cerrahi maske takmak bile yeterli olur.” değerlendirmesini yaptı.